anlamsız fotoğraflar 2088
Fotoğrafta, bir adamın yüz şeklinde oyulmuş, büyük bir karpuz ve bu karpuzun yanında duran, takım elbiseli ve kravatlı bir adam görülüyor. Karpuzun yüz ifadesi oldukça tuhaf ve gülünç bir şekilde oyulmuş. Şaka, karpuzun yüzünün oyulmuş haliyle adamın yüzünün benzerliğine dayanıyor. Görünüşte karpuz oymacılığı ustalığıyla, adamın suratının taklidini karpuza kazıyarak yaptıkları komik bir işçilik, yani yüzü karpuzdan oyulmuş gibi görünmesinin ortaya koyduğu tuhaflık ve komiklik şakayı oluşturuyor. Bir nevi, "Bu adamı karpuza benzetmişler" veya "karpuz adam" gibi bir durum.
Resimde, bir stadyumda veya benzer bir izleyici alanında oturan, üzerinde "SEYTAN NAMAZ KILANA KADAR BEŞİKTAŞ" yazan beyaz bir tişört giyen bir adam görünüyor. Bu, bir futbol veya spor taraftarının, "şeytanın namaz kılan kadar Beşiktaş'a sadık" olduğunu ifade eden bir slogan. Dolayısıyla, espri, "şeytan namaz kılıp da Beşiktaş'a sadık kalınca", bir nevi paradoksal veya imkansız bir duruma gönderme yapıyor. Bu, Beşiktaş taraftarlığının veya bağlılığının aşırı düzeyde olduğunu, hatta biraz abartılı olduğunu ima eden bir ironi örneği.
Resimde, gözleri farklı yönlere bakan, koyu renkli bir mont giyen bir adamın portresi var. Görünen şey, "heterotropia" adı verilen göz kayması durumu. Adamın gözleri birbirinden farklı yönlere bakıyor, bu da komik bir görüntü oluşturuyor. Fotoğraf, bu durumun absürt ve ilginç yönünü vurgulamak için kullanılmış. Potansiyel olarak, bu göz kaymasının neden olduğu rahatsızlık veya sosyal algı gibi konulara gönderme yaparak mizah yaratıyor. Yani, şaka göz kaymasını ve bunun yarattığı tuhaf durumu komik bir şekilde sergilemek.
Resimde, açık mavi gökyüzü altında, bir grup insanın bulunduğu bir dış mekan sahnesi görülüyor. Ortada, gri pantolon ve yeşil bir yelek giyen, başında şapka olan ve açıklamalar yapıyor gibi görünen bir adam var. Adamın yanında, erkeklerin şort giydiği, daha az dikkat çeken başka insanlar da görünüyor. Arka planda tepeler ve ağaçlar var. Fotoğrafın mizahı, konuşan adamın durduğu platformun, diğer kişilerin durduğu yerden daha yüksek ve farklı bir zeminde olması. Bu, adamın belki de bir tür rehber, öğretmen veya otorite figürü olarak, diğer insanlardan ayrı ve daha üst düzeyde olduğunu vurgulamaktadır. Dolayısıyla, fotoğrafta küçük bir mizah unsuru, adamın diğer insanlardan farklı konumda bulunması ve diğer insanların kendisini dinliyor oluşuyla ilgilidir.
Resimde, üst üste konmuş iki, paslanmaz çelikten yapılmış Türk kahvesi/çaydanlığı görünüyor. Çaydanlıkların her birinin üzerinde, muhtemelen isimler olan "Emine" ve "Hüseyin" yazıları oyulmuş. Bu, isimleri "Emine" ve "Hüseyin" olan iki kişinin, birbirleriyle ilişkilendirilebilecek bir şekilde ev işlerini yaptığı veya ortak bir mutfakları olduğunu düşündüren bir durumun esprili bir yansıması olarak yorumlanabilir. Resimdeki durum, ismi üzerinde bulunan ve birilerinin adını taşıyan iki çaydanlığın ilginç bir şekilde üst üste konulması, bu iki ismi de içeren bir espri oluşturuyor.
Henüz bişi yazılmamış