İçkiliydi bilmem ne evreninden samimiyetiyle göz kanatan esnaf ilanları
Fotoğrafta çeşitli kaktüs ve diğer saksı bitkilerinin sergilendiği bir pazar veya sergi alanı görünüyor. Önemli olan, kaktüslerin üzerinde "TEŞHİR ÜRÜNÜDÜR OTURMAK YASAKTIR!" yazılı bir tabela bulunması. Bu, kaktüslerin satıldığı ve müşterilerin üzerinde oturmasının istenmediği anlamına geliyor. Bu, bir durum komedisine veya absürt bir şakaya işaret ediyor. "Kaktüslerin üzerine oturma" yasaklaması, kullanıcının dikkatini çekmek için abartılı ve komik bir kural, bir nevi "oturmayın" uyarısıdır. Dolayısıyla, "kaktüslerin üzerine oturmamak" gereği kuru, komik bir anlam ifade ediyor.
Fotoğrafta, muhtemelen bir duvara yapıştırılmış, beyaz bir kağıda yazılmış Türkçe cümleler görülüyor. Cümleler, "Langırt Topunu Çalmak Nedir", "Nasıl Bı Malsınız..." şeklinde. Joke, "Nasıl bı malsınız..." ifadesinin aslında Türkçe gramerine ve anlamına göre hatalı bir cümle kuruluşundan kaynaklanıyor. "Nasıl" soruyu belirten bir kelime iken, "bı malsınız..." anlamı tam olarak oturmamış, "nasıl" sorusunun cevabını değil, tuhaf bir ifade oluşturmuş. Bu nedenle, "langırt" oyununa ilişkin sorular ve cevapların arasında anlamsız veya absürt bir ekleme yaparak espri yaratıyor. Joke, dilbilgisi hatasının yarattığı tuhaflığa dayanıyor.
Resimde, bir kapı veya benzeri bir alanda asılı duran, beyaz bir kağıda yazılmış bir ilan görülüyor. İlanda Türkçe olarak "REKLAM ETİKETİ", "YAPIŞTIRANI", "ARAR ANASINA", "AVRADINA", "KÜFÜR EDERİM", "DAİRE:4", ve "Y. BOZDOĞAN" yazılı. Bu ilan, oldukça ilginç ve mizah içeren bir durum sergiliyor. "Reklam etiketi" olarak başlayan ve devamında "küfür ederim" diyerek sonlanan cümleler, kaba bir dil kullanarak, reklam yapan kişinin ne kadar sert bir karaktere sahip olduğuna işaret ediyor. "Ana, avrat" gibi ifadeler, o dönemde yaygın olan bir tarz ve biraz abartılı bir dil kullanımı. "Daire:4" ise muhtemelen bu kişinin evinin ya da ofisinin hangi daire olduğunu belirtiyor. "Y. Bozdoğan" kısmı ise, ilanı asan kişinin soyadını veriyor. Sonuç olarak, espri, kaba ve oldukça eski bir dil kullanımıyla, sert bir karakter tasvir edilerek ve abartılı bir üslupla oluşturulmuş. İlanın kendisi komik olma amacı taşımaktadır.
Fotoğrafta, bir ağacın gövdesine asılı beyaz bir afiş ve etrafında sarı-beyaz bantlar görülüyor. Afişte Türkçe olarak "KARGA ÇATIDAN TAŞ ATIyor PARK YASAK" yazıyor. Bu, bir şaka içeren bir uyarı. "Kargalar çatıdan taş atıyor" ifadesi, kargaların evlerden ya da çatılardan taş düşürerek araçları veya insanların başına tehlike oluşturabileceğini vurgulamaktadır. "Park yasak" kısmı ise bu olası tehlikenin altında kalan park etme durumuna bir çözüm getirilmeye çalışıldığını gösteriyor. Burada temel şaka, kargaların tehlike yaratıp park yasağı oluşturduğuna dair komik bir abartı yapılmasıdır.
Fotoğrafta bir açık büfe kahvaltı masasının bir kısmı görülüyor. Masada çeşitli yiyecekler, zeytin, peynir, yumurta, salatalık, biber gibi çeşitli malzemeler mevcut. Önemli olan, masanın üzerinde duran levha. Levhada "Kahvaltıda tabağınızda kalan her parça için 5 TL ücret alınır (gerçekten)" yazıyor. Bu, açık büfede yiyecek israfını önlemek ve maliyetin müşteriye yansıtılmasını sağlamak için uygulanan bir ücretlendirme politikasının oldukça absürt bir örneği. "Gerçekten" ifadesi, ücretin gerçek olduğunu ve şakadan ibaret olmadığını vurguluyor. Bu, şakaya olan ilginin şaşkınlık ve ironiden kaynaklandığını gösteriyor. Bu nedenle, fotoğraftaki espri, açık büfede gereksiz yere israfı cezalandırmak amacıyla uygulanan ilginç ve komik bir ücretlendirme yöntemine odaklanıyor.
Fotoğrafta, asansör şaftında asılı, beyaz bir tabela görülüyor. Tabelada, "ÖNEMLİ DUYURU!!!" başlığı altında, bir binanın yönetimi hakkında bir duyuru yapılıyor. Duyuruda, binanın kirası alındığı, müteahhit tarafından yönetimi devralındığı ve hatta 7. kattaki süslü dairelerin bile satıldığı ifade ediliyor. Burada ki ironi/eğlenceli taraf, "almaz diyenlerin 7. süslüsünü si..." ifadesinde saklı. Bu ifade, muhtemelen binanın yönetimini ele geçiren kişi(ler)in, binayı satın alanların veya binanın çok pahalı olduğu bir mesajı aktarmaya çalışıyor. "Alamaz diyenlerin 7. katını" gibi ifadeler, abartılı, hatta biraz da komik bir ifade kullanarak, binanın değerinin veya satış koşullarının anlaşılmasında sorun olduğunu vurgulamak için kullanılmış. Bu da binanın ya çok pahalı olduğunu, ya da alınamayacak kadar iyi koşullar sunulduğunu işaret ediyor.
Fotoğrafta, bir direğe yapıştırılmış, beyaz bir afiş görülüyor. Afişte, Türkçe şiirsel bir ifade var. "Kara üzüm habbesi le le le le canım" gibi sözcükler, "Le le le" tekrarı ile dikkat çekiyor. Bu ifade, tipik bir aşk şiirinin yerine, ağır, belki de abartılı bir biçimde bir aşk beyanı yapıyor. "Kara üzüm habbesi" gibi, şiirsel bir ifadeyle karşımızdaki kişiye "canım" demeyi aşkın abartılmış bir hali olarak sunuyor. Ve sonra "Gönlüm sevmez herkesi, Esmer sen güzelsin" ile daha doğrudan, karşılaşılan güzelliği vurgulayan, şairane bir yandan da, biraz abartılı, klasik aşk şiirlerini anımsatan bir ifade sunuyor. Burada, özellikle "le le le" tekrarı ve biraz da "aşırı romantizm" gibi unsurlar, bir mizah unsurunu içeriyor. Aşkın abartılı ve belki de biraz da gülünç bir şekilde ifade edilmesi, aşk şiirlerine bir gönderme yaparak, doğal bir aşk beyanından ziyade komik bir ifadeyle karşılaşıldığını gösteriyor.
Fotoğrafta, bir duvara asılı, açık kahverengi bir kağıt parçası görünüyor. Kağıtta Türkçe ile yazılmış bir yazı var. Yazı şu şekilde: **LAHABALARI** **NASIL GÖRMEK** **İSTERSEN ÖYLE** **BIRAK:** **VATAN TAŞ:** Bu, bir espri içeren bir yazı örneği. "Lahabaları nasıl görmek istersen öyle bırak" ifadesi, biraz abartılı ve absürt bir tavırla, bir şeye karşı kayıtsız kalmayı, umursamazlığı veya olaya hiç müdahale etmemeyi anlatıyor. "Vatan Taş" ifadesi ise, konunun biraz abartılı ve mantık dışı olduğunu vurguluyor. Bu, belki de olaya müdahale etmenin gereksiz veya uygunsuz olacağını ima ediyor. Dolayısıyla espri, durumu hafifletmek ve absürtlüğü vurgulamak için, belki de bir kurumdaki ya da sosyal ilişkilerdeki boşlukları veya kayıtsızlığı eleştirel bir bakış açısıyla ifade ediyor.
Fotoğrafta, muhtemelen bir tatlıcı veya bakkal dükkanında, bir tabela üzerindeki borç ödeme listeleri görülüyor. Listede, "Şerefli İnsan", "Borçuna Çare Arar", "Şerefsiz İnsan", "Borçuna Bahane Arar" gibi başlıklar altında farklı kişilerin borç ödemeleri için belirlenmiş tutarlar listelenmiş. Tutarlar "TL" (Türk Lirası) cinsinden verilmiş. Ayrıca, listenin altında, küçük bir kasede küp şekerler bulunuyor. Fotoğrafta yer alan mizah, borç ödemelerinin liste biçiminde sunulması ve listede yer alan başlıkların, borçlu kişilerin tavırlarına gönderme yapmasıdır. "Şerefli İnsan"ın bile "Borçuna" olduğunu ve "Şerefsiz İnsan"ın "Bahane Arar" olduğunu belirten başlıklar, insanların borçlarını ödeme konusunda nasıl farklı davrandıklarını satirik bir şekilde sergilemektedir. Küçük kasanın içindeki şekerler, bu borçların ödenmesi konusundaki genel toplumsal durumu (veya ticari ilişkileri) anlatmak için kullanılan ironik bir unsurdur. Tablodan anlaşıldığı kadarıyla, borç ödemelerinin abartılı ve komik bir şekilde sunulduğunu anlayabiliyoruz.
Fotoğrafta, muhtemelen bir ofis veya kamu hizmet binası içindeki, Trabzonspor ile ilgili konuşmayı yasaklayan bir tabela görünüyor. Tahta bir tezgahın üzerinde, camlı bir bölmenin önünde asılı bir beyaz tabela var. Tabelada "TRABZONSPOR İLGİLİ KONUŞMAK YASAKTIR..." yazıyor. Bu, Trabzonspor taraftarlarının veya futbolla ilgili konuşmaları yasaklayan bir yerle ilgili bir espri olabilir. Dolayısıyla, espriyi anlamak için o ortamda ki kişilerin Trabzonspor'u ne kadar önemsediklerini ve konuşmalara ne kadar dikkat ettiklerini düşünmek gerekir. Burada, biraz aşırı bir kuralın kurulmuş olmasının mizahı var.
Henüz bişi yazılmamış