Resimde, çizgi roman tarzında, Tekirdağ'da bir yerdeki bir kahramanın (Kıvanç) sayısal loto bayilerine, beyaz eşyalara ve butiklere bakarak gezdiğini, hükümet konağını ararken rastladığı bir Tekirdağlı ile ikinci kez göz göze geldiğini ve ona bakıştığını gösteren bir kare var. Şaka, bir şeye (hükümet konağı) yoğunlaşmışken, farkında olmadan hayatın içindeki farklı insanların ve olayların farkına varılmasıyla ilgili. Kıvanç, önemli bir şeyi aramakla o kadar meşgul ki, karşılaştığı kişiye ikinci kez bakmaya fırsat buluyor. Bu, insanın odaklandığı hedefe ulaşmak için bazen ne kadar çok şeyi kaçırdığını veya fark etmediğini vurgular. Tekirdağlı, rastlantısal karşılaşmanın bir parçası olarak, belki de o sırada etrafında olup bitenlerin bir parçasıdır.

Resimde, çizgi roman tarzında, muhtemelen bir çizgi roman veya komiğin bir parçası olan bir sahne var. İki kişi arasında geçen bir diyalog, kahramanın (belki de anlatıcı) başına gelen bir olayı anlatıyor. İlk konuşmacı, kahramanı yakalamış ve ona "Ne dolanıyorsun?" diye soruyor. Kahraman ise, "Tekirdağ'ı geziyorum ve burada yaşanır" cevabını veriyor. Bu cevap, "Tekirdağ"ın belki de biraz sıkıcı veya özel bir yer olduğuna, o kişinin oradan uzaklaşmak istediğine ve bunun gibi bir yerde zaman geçirmek istemediğine ima ediyor. "Birader!" ifadesi de, kahramanın arkadaşıyla konuştuğunu ve ondan yardım istediğini gösteriyor. **Özetle şaka:** Kahramanın, Tekirdağ'da gezerken, ne yapıyor olduğunu soran, belki de sıkıcı veya beklenmedik bir yerde olmak istemeyen, bir arkadaşı tarafından yakalanması ve ardından "Tekirdağ'da gezerken ne yapıyorum ki?" diye cevaplaması. Bu, sıkıcı veya sıkıcı bir yere "yaşanabilir" gibi görünen bir yerden bahsederek, kültürel bir referans veya ironi içeriyor. İşte şakanın özünde bu. "Birader!" ifadesiyle arkadaşından yardım veya destek istediği de ekleniyor.

Resimde, çizgi roman tarzında bir sahne var. İki karakter arasında bir kavga geçiyor. Karakterlerden biri diğerine "NE TEKİRDAĞI LAN, BURASI KÜÇÜKÇEKMECE!" diye bağırıyor. Bu, "Hey, burası Tekirdağ değil, Küçükçekmece!" anlamına geliyor. Karakterler arasında bir darbe geçiyor ve "smack" kelimesiyle bu darbe vurgulanıyor. Diğer karakter ise "küçük çekmece mi?" diye soruyor. Ve sonunda "diye dövdü beni!" diyerek, kavganın kendisini vurduğunu belirtiyor. Bu, Küçükçekmece'nin Tekirdağ'a göre çok daha küçük bir yer olduğunu, dolayısıyla da kişinin burada kavga etmenin uygun olmadığını veya küçük olduğunu vurgulayan bir espri. "Küçükçekmece mi?" sorusu, biraz da alaycı bir tonla, kavganın yerinin küçüklüğünü ve önemsizliğini vurgulamaya çalışıyor.

Resimde, çizgi roman tarzında bir anlatım var. Karanlık sokaklarda dolaşan, taksiciden haksız yere dayak yemiş, aç ve perişan bir adamın, karanlıktan bir elin uzanmasıyla karşılaşması tasvir ediliyor. El, "Gel Güzel Kardeşim..." diyerek ona yardım ediyor. El, adamın tanıdığı birine ait. Bu, "Saadet" adında muhtemelen çizgi romanın kahramanı/karakterinin, sıkıntılı bir durumdan nasıl kurtulduğunu, tanıdık birinin yardımıyla umut ve mutluluğa ulaştığını gösteriyor. Taksiye binmek, para vermenin gereksizliği ve zor durumlarda bir kişinin umudu, beklenmedik yerlerde bulunabilir/görülebilir. Şaka, beklenmedik bir yerden gelen yardım ve umutla ilgili. Giriş cümlelerinde verilen bilgi, olay örgüsüne ve şakanın mantığına göre hazırlanmış.