#14MartTıpBayramı https://t.co/3lFTfb0pcp
Resimde, Türk halkının (muhtemelen eski dönemlerin) sağlık sorunlarını, geleneksel tıp bilgisinin bir karikatürle gösterildiği bir çizgi roman/komik sayfası var. Başlıkta "Türküler ve Tip" yazıyor, bu da "Türküler"in (halk şarkıları) ve "Tip"in (tıp) bir araya geldiğini ve bu geleneksel tedavi yöntemleri hakkında bir espri yapılacağını gösteriyor. Karikatürde, kıyafetleri ve ifadesi ile Türk halkını simgeleyen bir adam resmedilmiş. Adamın etrafında "Acma", "Yarami", "Doktor Agma", "Yürek", "Deliştir", "Ciger", "Ezıktir" gibi Türkçe kelimeler var. Bunlar, tıbbi terimler gibi görünen ama günümüz tıbbında kullanılan terimlerden farklı, halk arasında kullanılan tıbbi yöntemleri ve olası sorunları anlatıyor. Resmin alt kısmında ise anatomik bir şekilde akciğer, kalp ve diğer organlar da gösteriliyor. Resimdeki espri, o dönemde Türk halkının kullandığı "geleneksel" tedavi yöntemlerini, günümüz tıbbi bilgisiyle karşılaştırıyor ve alaycı bir şekilde halk arasında kabul görmüş tedavi yöntemlerinin modern tıp bilgisine göre yetersiz olduğunu vurguluyor. Çünkü, "Acma" gibi kelimeler, modern tıbbi terimlerden çok farklı. Karikatür, bu yöntemlerin bugün geçerliliğini koruyamamasının, aslında daha etkili tedavi yöntemleri olduğunu ima ediyor.
Resimde, saz çalan yaşlı bir adam var. Adamın üzerinde, Türkçe yazılarla "BAŞ TABİP GELİYOR, ZEHİRDEN ACI VAY ACI..." yazısı mevcut. Resmin sağ tarafında, tıbbi bir görüntü (muhtemelen bir röntgen veya teşhis grafiği) ve vücut organları görülüyor. Bu, "Baş Tabip Geliyor" ifadesiyle ironik bir şekilde tedavi gerektiren bir rahatsızlığı (zehirlenme gibi) olan bir kişinin, bir müzik aleti olan saz çalarak sorunundan uzaklaşmaya çalıştığını ve acının/sorunun bu nedenle hala sürdüğünü anlatıyor. Baş tabibin gelmesiyle ilgili kaygının, saz çalmak gibi rahatlatıcı bir aktivite ile ilgilenmekten bile etkilenmediğini vurguluyor. Özetle, adamın acısının müziğin gücüyle geçmeyeceğini ve sorunun devam edeceğini komik bir şekilde gösteriyor.
Resimde, bir çizgi roman panelini görüyoruz. Panelde, pembe bir sweatshirt giymiş, saz çalan, biraz tuhaf bir görünüme sahip bir adam var. Adamın etrafında Türkçe metinler yer alıyor: "El çek tabip, el çek sen benim derdimi bilemezsin." Bu, bir doktorun hastalığının derdinin ne olduğunu anlayamayacağını ifade eden bir atasözüne benzer bir ifade. Panelin sağ üst köşesinde ise, kasların anatomik çizimi olan bir görsel var. Bu anatomi görseli ve saz çalan adamın tuhaf hali bir zıtlık oluşturuyor ve "el çek" ifadesi ile "anlayamama" kavramı arasında bir anlam oyunu yaratıyor. Görselde ifade edilen şaka, hastaların şikayetlerini tam olarak anlayamayan, hatta bunun yerine anatomik ayrıntılara odaklanan, uzaktan bakarak teşhis etmeye çalışan bir doktoru mizah konusu yapıyor. "El çek tabip" ifadesi, doktora hastadan uzak durmasını söylemek için kullanılıyor. Bir çeşit "doktorun aptallığı" temalı bir karikatür şakası diyebiliriz.
Resimde, şapkalı, örgü bir yelek giyen, hareketli bir adam tasvir ediliyor. Adamın etrafında müzik notaları ve çizikli, karmaşık şekiller var. Metin, "Madem doktor değildin, niye aktin yarami halimiz yar halimiz ne olacak bu halimiz..." şeklinde. Bu, bir doktorun değil de başka bir kişinin durumu düzeltmeye çalışması ve aslında durumu daha da kötüleştirmesiyle ilgili bir şaka. "Madem doktor değilsin" ifadesi, adamın yetersizliğini, yetkisizliğini vurgulamakta. "Niye aktin yarami halimiz yar halimiz ne olacak bu halimiz" ise, çaresizliği, umutsuzluğu ve durumu daha da kötüleştirdiğini anlatıyor. Özetle, şaka; beceriksiz müdahalelerin istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini vurguluyor.
Henüz bişi yazılmamış