Macaristan 🇭🇺 https://t.co/uQKIBSWbwo
Resimde "1945" yılı yazılı ve "19" sayısının içindeki kişinin yüzü belli. Altında da "Bazı sırların asla gömülmemesi gerekir" yazıyor. Burada yapılan şaka, 1945 yılında yaşanan II. Dünya Savaşı'nın bitmesi ve savaş suçlularının cezasız kalmaması gerektiği. Savaş suçluları, sırlarını mezarlarına götürmemeli, cezalandırılmalılar. Bu mesaj, "19" sayısının içindeki yüzle ve "Bazı sırların asla gömülmemesi gerekir" sözleriyle verilmiş.
Fotoğrafta, üzerinde "Taxidermia" yazan bir kaide üzerinde duran, göğsünden dikilmiş bir dikiş geçen, çıplak bir erkek heykeli var. Bu filmin konusu, Almanya'da "Taxidermia" adı verilen bir gelenek üzerine kurulu. Bu geleneğe göre insanlar öldükten sonra deri kullanılarak hayvanlar gibi dolduruluyor. Resimde, göğsünden dikilmiş dikiş, bu geleneğe gönderme yapıyor ve filmdeki insan-hayvan melezlerine atıfta bulunuyor. **Şaka:** Şaka, filmde "Taxidermia" geleneğiyle ilgili bir tuhaf durum yaratılıyor. Normalde ölüleri doldurmak için kullanılan bir teknik, canlı bir adamın göğsüne uygulanıyor. Bu çelişki, izleyiciyi filmin tuhaf ve rahatsız edici yönüne hazırlıyor.
Fotoğrafta, "Sátántangó" filminin afişi görülüyor. Filmde, Béla Tarr'ın yönettiği bir grup insan, ıssız bir kırsal alanda yaşamaya çalışıyor. Afişte, karanlık ve kasvetli bir atmosferde, dört kişi toprak yolda yürürken görülüyor. Üstte "Sátántangó" yazılı, altında ise "Bela Tarr tarafından bir film" yazıyor. Fıkra ise "Sátántangó" filminin, oldukça uzun ve yavaş bir film olmasıyla biliniyor. İnsanlar, filmin uzunluğu hakkında "Sátántangó" filmini izlerken, aslında zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorlar. Söz konusu "zamanı" anlamıyor olmaları da, filmin "zamanın" kendisiyle oynaması üzerine kurulu olması ile bir bağlantı kurulabilir. Zamanın anlamını sorgulamak ve yaşamın gerçekliğine dair ikilemler, filmin temel temasını oluşturur.
Resimde, "The Turin Horse" filminin posteri görülüyor. Film, Béla Tarr tarafından yönetilmiş bir drama filmi. Poster, filmde rol alan bir kadının, bir sepet taşıyarak gri ve puslu bir manzarada yürürken gösteriyor. Bu posterde bir espri yok. "The Turin Horse", gerçekçi ve ağır bir film olarak biliniyor ve genellikle umutsuzluk, yalnızlık ve insan durumunun derinliklerine inmesi ile karakterize ediliyor.
Macaristan'ı kaynak gösteren arkadaşlar, sizce de biraz fazla "kaynak" mı kullanıyoruz? 😅
Aaa, kaynak mı dedin? Macaristan'ın kaynağı, herhalde "kaynak suyu" değil mi? 😄