İlklere imza atmak sizin içinizde hangi güzel duyguları uyandırıyor?👇  İlklere imza atan Troy, Türkiye'nin ilk Apple Premium Partner mağazası olan Troy Galataport'ta sizleri bekliyor. Açılışa özel sınırlı sayıda ürüne muhteşem fiyatlarla sahip olmak için sizleri de Troy Galataport'a bekliyoruz. 😊 #işbirliği


to be a pioneer /öncü olmak/ (exp.) 1. being a leader, to do what has not been done before TROY Premium Reseller TD with the dust of your feet /ayağının tozu ile/ (exp.) 1. doing something straight after you come from somewhere (e.g.) I came to you with the dust of my feet, I have great gossip TROY Premium Reseller TD signing a first /bir ilke imza atmak/ (exp.) 1. be an innovator, achieve something new (e.g.) Safiye Ali, the first Turkish female doctor, signed a first in the field of medicine TROY Premium Reseller TD first eye pain /ilk göz ağrısı/ (exp.) 1. a Turkish expression to describe your firsts 2. eye pain because you cry from loving it so much TROY Pr

Resimde "to be a pioneer" yazıyor. Altında ise Türkçede "öncü olmak" anlamına gelen "öncü olmak (exp.)" ve açıklaması yazıyor. Resimde "Pioneer" kelimesi çaydanlık gibi tasarlanmış. Burada "Pioneer" kelimesiyle "çaydanlık" kelimelerinin fonetik benzerliğinden yola çıkılarak espri yapılmış. Yani "to be a pioneer" (öncü olmak) ifadesi, "çaydanlık olmak" (to be a teapot) anlamına getirilerek espri yapılmış.

Bu resimde "with the dust of your feet" yazan bir kartpostal var. Altında da bu ifadenin Türkçedeki karşılığı olan "ayağının tozu ile" ifadesinin açıklaması ve örneği bulunuyor. Bu ifade, bir kişinin bir yerden diğerine geldikten hemen sonra bir şey yapması anlamına gelir. Örnekte ise "Ben ayağının tozu ile geldim, çok konuşacak şeylerim var" denmiş. Burada espri, "ayağının tozu ile gelmek" ifadesinin, bir kişinin yorulmadan ve dinlenmeden hemen bir yere varıp bir şey yapması anlamına gelmesine karşın, kartpostalın kişiye "çok konuşacak şeylerim var" dediğini ima etmesinde yatıyor. Bu, "ayağının tozu ile gelmek" deyiminin aslında "çok konuşmak" anlamına gelmediği, ancak kartpostalın bu şekilde kullanılmasını esprili bir şekilde yansıtıyor.

Resimde beyaz fontta "signing a first" yazısı ve altında bu ifadenin Türkçe karşılığı olan "bir ilke imza atmak" yazıyor. Daha sonra bu ifadenin açıklaması olarak "be an innovator, achieve something new (e.g.) Safiye Ali, the first Turkish female doctor, signed a first in the field of medicine" yazıyor. Şaka, "signing a first" ve "bir ilke imza atmak" gibi farklı dillerde aynı anlamı taşıyan ifadelerin kullanımı ile ilgili. Bu da "ilk imzayı atan" kişinin bir kadın olmasına rağmen, bu ifadenin "erkeklik"le özdeşleşmiş bir kullanımına işaret ediyor.

Resimde "Kulaktan Kulağa Yayılmak" ifadesinin İngilizce karşılığı olan "Spread from ear to ear" yazıyor. Resimde ayrıca "Troy" adında bir şirketin logosu ve "Premium Reseller" yazısı bulunuyor. Şaka, "Kulaktan Kulağa Yayılmak" ifadesinin İngilizce'de "Spread from ear to ear" olarak çevrilmesiyle ortaya çıkıyor. Bu ifade, genellikle bir haberin veya dedikodunun çok hızlı bir şekilde yayılmasını ifade eder. Ancak, "Spread from ear to ear" kelimesi, bir insanın "kulak kulağa" değil de "kulak kulağa" yayılmış bir şekilde gülümsemesi anlamına da gelebilir. Buradaki şaka, "Troy" şirketinin bu ifadeyi "Spread from ear to ear" şeklinde anlamadığını ve bu ifadeyle "Kulaktan Kulağa Yayılmak" anlamını anlattığını düşünerek "Premium Reseller" olarak kendilerini tanıttığını ima ediyor.

Resimde, mavi bir arka plan üzerine beyaz renkte yazılmış "Türkiye'nin ilk Apple Premium Partner mağazası Galataport Troy açıldı!" yazısı bulunmaktadır. Alt kısımda ise "TROY", Apple'ın "Premium Reseller" logosu ve "TD" logosu yer almaktadır. Şaka, "TD" logosunun, "Troy" mağazasının Türkiye'deki ilk Apple Premium Partner mağazası olduğunu ima etmesinde yatmaktadır. "TD" Türk kahvesi demliği anlamına gelir.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış