Hayatı daha dolu yaşamak için yapabileceğimiz birkaç şeyi sizlerle paylaşmak istedik ❤️
Resimde, bir kadın aynada kendine bakıyor. Aynanın içindeki kadın, "You Can Do It!" yazılı bir kağıt tutuyor. Resmin altına "Aynada kendinle konuş" ve "talk to yourself in the mirror" yazılmış. Bu resimde, kadın aynada kendine bakarak "You Can Do It!" demesi isteniyor. Ancak, aynadaki kadının aslında gerçekte söylediği şey bu değil, çünkü aynada farklı bir kadın görünüyor. Bu, insanların kendilerine olumsuz konuşma eğilimlerini vurgulamak için komik bir şekilde tasarlanmış bir illüstrasyondur. Bu resimde ayna, bir metafor olarak kullanılarak, insanların kendilerine nasıl konuştuklarını ve bu konuşmaların ne kadar olumsuz olabileceğini temsil ediyor.
Resimde dört kişi bir ip çekişiyor ve onlara yardım eden bir el görünüyor. Görselin altındaki yazı "birilerine zorlandığı bir konuda yardım et" diyor. Şaka, insanların zorlandığı konularda onlara yardım etmek yerine kendi aralarında çekişmeleri ve bunun aslında onlara yardım etmek için tek ihtiyacı olan şey olduğu anlamında.
Resimde bir adam bir fide dikiyor. "Bir fidan dik" yazısı Türkçe'de bir fidan dikmek anlamına gelir. "Plant a sapling" ise İngilizce'de aynı anlamı ifade eder. Bu resimdeki espri, "Bir fidan dik" sözünün "Bir fidanlık" sözüne benzemesi ve "Plant a sapling" sözünün ise "Plant a sapling" sözüne benzemesiyle oluşuyor. Fidanlık, fidanların yetiştirildiği yerdir. Bu espri iki sözcük arasındaki ses benzerliğiyle ortaya çıkıyor.
Resimde bir koltukta uzanmış, hiçbir şey yapmayan bir kişi gösteriliyor. Resmin altında "Hiçbir şey yapmamaya vakit ayır" ve "Set time to do nothing" yazıyor. Bu bir espri çünkü insanların sürekli meşgul olmayı ve boş zamanlarını değerlendirmeyi sevdiğini ve hiçbir şey yapmamaya vakit ayırmanın aslında çok önemli bir şey olduğunu vurgulayarak gülünç bir şekilde bunu ifade ediyor.
Resimde, bir çiftin güneş doğumu izlerken, tepelerde durdukları görülüyor. Resmin altında, "Güneş doğumu izle" yazıyor. Fakat, "Güneş doğumu izle" diye yazılmamış. Bunun yerine, "Watch the sunrise" yazılmış. Bu da, Türkçe bilen birinin, İngilizce cümleyi okuyarak, güneşi izlemeyi "güneş doğumu izle" olarak anlayacağını, ancak aslında "Güneş doğumu izle" yazılmadığını gösteriyor. Dolayısıyla, espri, İngilizce bilen birinin Türkçeyi yanlış anlamasına dayanıyor.
Resimde tren çizimi, "bir tren yolculuğuna çık" ve "take a train journey" ifadeleri var. Şaka şu: Türkçede tren yolculuğu anlamına gelen ifade, "bir tren yolculuğuna çık" iken, İngilizce karşılığı "take a train journey" dir. İki ifade arasındaki kelime sırası ve yapı farklılıkları komik bir tezat oluşturuyor.
Resimde bir kadın kaya tırmanışı yapıyor. Resmin altında "yapmak istediğin; ama başlamaktan korktuğun şeyi dene" yazıyor. Resimdeki espri, genellikle başlamaktan korktuğumuz şeyleri yapmaya cesaret etmemiz gerektiği ve korkularımızı yenebileceğimiz mesajını veriyor. Kaya tırmanışı gibi zorlu bir aktiviteyi yaparken bile korkularımızı aşabileceğimizi gösteriyor.
Resimde bir kadın, yanına çektiği küçük bir valizle pencereden dışarı bakıyor. Arka planda uçan bir uçak görünüyor. Kadının üzerindeki yazı ise "Kendi başına seyahat et, kendinin arkadaşı ol" şeklinde. Fıkra ise, kadının tek başına seyahat etmeye hazırlanmasından ve yolculuğu boyunca tek arkadaşı olarak kendi kendine kalmasından geliyor. Yani fıkra, "tek başına seyahat et, kendinin arkadaşı ol" tavsiyesini abartarak, kadının tek başına seyahat etmenin cazibesine kapılmış olmasıyla eğlenceli bir şekilde ele alıyor.
Henüz bişi yazılmamış