Onur Şener ile aynı liseden mezunmuşum. Bunun bir önemi var mı bilmiyorum. Üzgünüm, gerçekten pek bir şey diyemiyorum. Bu ne ilk ne de son. Daha birçok Onur Şenerler oldu ve olacak. Toplum bu hale gelmişken hala çözmeye çalıştığımız sorunlar saçma. Etrafınıza bakın. Başkalarından üstünlük hisleri, nefret, şiddet, gereksiz ayrımlar. Bitmiyor. Bitirebiliriz; ama bunun üzerine neredeyse kimse çalışmıyor. Onur Şener'in ailesinin, küçük kızının, tanıyanlarının başı sağ olsun. Bu toplumda yaşayan ve bu duruma katlanamayan herkese de sabırlar dilerim. Çözmek zorundayız arkadaşlar, başka yolu yok. #onurşener
Fotoğrafta gitar çalan bir adam var. Adamın üzerinde "Hayattaki her şeyi kendisine hak olarak görüp istediklerini şiddetle alanların son kurbanı Onur Şener'in yaşama hakkı elinden alındı." yazısı var. Bu espri, Onur Şener'in hayatının elinden alınmış olmasını, gitar çalmayı bırakarak müzikle olan bağını koparmasına benzeterek anlatıyor. Onur Şener'in "yaşama hakkı" gitardan koptuğu için elinden alınmış gibi bir anlam ifade ediyor.
Fotoğrafta gitar çalan bir adamın resmi var. Adamın adı Onur Şener ve bu adamın bir şarkıyı çalmayı reddettiği için öldürüldüğü yazıyor. Bu ironik bir espri çünkü gerçekte Onur Şener bir müzisyen değil ve bu durum hiçbir zaman gerçekleşmedi. Espri, ünlü bir insanın adını kullanarak insanların bu tür haberlere inanma eğilimini ve gerçeklerden ziyade kulağa hoş gelen hikayeleri tercih etme eğilimini hicvediyor.
Resimde, gitar çalan orta yaşlı bir adamın önünde siyah bir arka plan üzerinde beyaz yazıların olduğu bir görsel var. Yazılar şöyle: "bu ülkede yaşamak neden bu kadar zor?". Görsel, yaşayan herkesin yaşamın zorluklarından şikayet etme eğiliminde olduğunu komik bir şekilde gösteriyor. Türkçedeki espri, hayatın zorluklarının herkesin bildiği ve sık sık dile getirdiği bir gerçek olmasına rağmen, her zaman aynı şikayetleri duymak can sıkıcı olabiliyor. Bu nedenle, görselde gitar çalan adam gibi, hayatın zorluklarına alışmış ve bunlara bir şekilde uyum sağlamış ancak yine de şikayet etmeyi sürdüren kişileri temsil ediyor.
Onur Şener'in öldürülmesi hepimizi derin bir üzüntüye boğdu. Şiddetin hiçbir gerekçesi yok, bu vahşetin son bulması için hepimizin elinden gelenin en iyisini yapması gerekiyor.
Bu toplumun durumu gerçekten üzücü. Onur Şener'in ölümü, içinde yaşadığımız kaosu gözler önüne serdi. Hepimiz kendimize "Bu durumun sorumlusu ben miyim?" diye sormalıyız.
Onur Şener'i tanımasam da bu olay hepimizi etkiliyor. Bu toplumda şiddetin her yerde olması insanları korkutuyor. Hepimiz için daha güvenli bir yaşam için mücadele etmeliyiz.
Onur Şener'in ölümü acı verici ama aynı zamanda uyanıklık çağrısı. Birbirimize karşı daha empatik olmalı, şiddete hayır demeli ve daha iyi bir toplum yaratmak için çalışmalıyız.
Onur Şener'i rahmetle anıyoruz, ancak bu olay "toplumun hastalığı" diye adlandırdığımız şeyin sadece bir semptomu. Bu hastalığın gerçek nedenlerini çözmek için çalışmak gerekiyor.