Yeni hikayenizle geldimmm. Keyifli okumalar 👋🏻




Kaynak

Fotoğrafta, savaştan zarar görmüş bir şehrin yıkıntılarının ortasında duran bir kilise görülüyor. Görüntü 1944 yılında Varşova'da çekilmiş ve 2. Dünya Savaşı'nın Polonya'da yaşanan yıkımını gösteriyor. Fotoğrafa eklenen yazı ise o dönemde yaşanan trajik olayları alay konusu yapan, "sivilindiye" adlı bir Instagram hesabının gönderisi. Yazıda, "1944 Ağustosuna kadar farklı yerlerde saklanmaya devam eden Szpilman, Varşova Radyosu'ndan bazı arkadaşlarının da yardımıyla hayatta kalmayı başardı. Boşaltılmış evlerin bodrumlarında, hastanelerde saklanmaya devam eden Szpilman; kendisini, hayatının değişeçeği Niepoldleglozi caddesi 223 numaralı daireninin çatı katında bulduğunda Varşova'da hayatta kalan sadece 20 yahudiden biriydi. Bulunduğu evin, geri çekilen nazilerin karargâhı olarak kullanılmaya başlaması sonucu nazi yüzbaşı Wilm Hosenfeld, 1935 yılında Nazi Partisine üye olmuş ancak Nazi politikalarının gittikçe sertleşmesi sonucu parti ile fikir ayrılığına düşmüş bir subaydı." deniliyor. Yazı, Szpilman'ın hayatta kalma mücadelesini, Nazi yönetimi ve Wilm Hosenfeld'in Nazi partisine olan bağını abartılı ve gerçekçi olmayan bir dille anlatıyor. Bunun yanı sıra, "Niepoldleglozi" gibi anlamsız bir kelime kullanarak, olayın absürtlüğünü vurguluyor. Böylece, trajik bir olayın mizahla ele alınarak, olayın vahametini daha da vurgulaması hedefleniyor.

Fotoğrafta, genç yaşta bir Yahudi çocuğu olan Władysław Szpilman'ın siyah beyaz bir resmi var. Resim altındaki metin, onun 1911 yılında Polonya'da doğduğunu ve küçük yaşta piyano çalmaya başladığını, 1930'lu yıllarda Varşova'da müzik akademisine kaydolduğunu anlatıyor. Ardından Hitler'in iktidara gelmesi üzerine Almanya'dan kaçıp Polonya'ya dönmek zorunda kaldığını ve müzik kariyerine orada devam ettiğini belirtiyor. Fotoğrafta, Hitler'in iktidara gelmesinden sonra, "Yahudilerin" yaşadığı zorlukları ve bu zorlukların onları ne kadar etkilediğini yansıtan bir mizah kullanılmış. Ancak, bu tür bir mizah, çok hassas bir konuyu ele alıyor ve herkes tarafından aynı şekilde algılanmayabilir. Bunun yerine, Władysław Szpilman'ın hikayesini anlatmak ve onun yaşadığı zorlukları anlamak daha önemlidir.

Fotoğrafta "The Pianist" filminin posteri ve film hakkında bilgi veren bir yazı var. Yazı, filmdeki karakter olan Władysław Szpilman'ın gerçek hayat hikayesini anlatan kitabın 2000 yılında yayınlandığını söylüyor. Film ise 2002 yılında gösterime girmiş. Yazı, Szpilman'ın 2000 yılında öldüğünü ima ediyor ancak Szpilman 2000 yılında öldüğü için 2002 yılında çekilen filmde rol alamazdı. Bu durum bir paradoksa dönüşüyor ve şaka da buradan geliyor. Kısacası, "The Pianist" filminin posteri ve film hakkında bilgi veren yazı, Szpilman'ın 2000 yılında öldüğünü ima ederek, 2002 yılında çekilen filmde nasıl rol aldığını sorguluyor ve böylece bir paradoks yaratıyor.

Fotoğrafta, 1930'lu yıllarda Polonya'da yaşayan ünlü bir piyanist olan Władysław Szpilman'ı görüyoruz. Fotoğrafın altındaki yazı, Szpilman'ın hayatının trajik bir olayı anlatıyor. Nazi işgali sırasında Szpilman, Varşova'da radyo sanatçısı olarak çalışmaya devam ediyor. Ancak, işgali sonrasında ailesiyle birlikte Yahudi gettosunda yaşamak zorunda kalıyor. Gettodan kaçtıktan sonra, savaşın sonuna kadar saklanarak hayatta kalmayı başarıyor. Fotoğraftaki mizah, Szpilman'ın radyo sanatçısı olması ve Varşova'da piyano çalması üzerine kurulu. Görünen o ki, Szpilman'ın bir şekilde "piyano çalmaya" devam etmesi, işgali atlatmasını ve hayatta kalmasını sağlamış. Bu, Nazi rejiminin vahşeti ve insanın hayatta kalma mücadelesini hafifçe irdelemek amacıyla kullanılmış bir mizah.

Fotoğrafta, sol tarafta ünlü Polonyalı piyanist ve besteci Władysław Szpilman'ın bir fotoğrafı, sağ tarafta ise "Piyanist" filminde Szpilman'ı canlandıran aktör Adrien Brody'nin fotoğrafı var. Bu fotoğraf, iki kişinin birbirine benzemesini esprili bir şekilde vurguluyor. İki farklı insanın aynı pozda ve benzer bir ifadeyle görüntülenmesi, "Benzerliğin" abartılı bir şekilde vurgulanmasını sağlıyor. Yani, bu fotoğraftaki espri, insanların "çok benzemesi" ve bunun komik bir şekilde vurgulanması üzerine kurulu.

Fotoğrafta, ünlü Polonyalı piyanist ve besteci Władysław Szpilman, II. Dünya Savaşı sırasında Alman subay Wilhelm Hosenfeld tarafından hayatı kurtarıldıktan sonra piyano çalıyor. Hosenfeld onu piyanonun yanına götürüyor ve Szpilman, Hosenfeld'in onu terkedilmiş müzisyen olduğunu anlaması için Chopin çalıyor. Bu fotoğraf, "Piyanist" filminde geçen bir sahneyi gösteriyor. Şaka ise, "Szpilman'ın Hosenfeld'i terkedilmiş bir müzisyen olduğu konusunda ikna etmek için Chopin çalması"dır. Bu, Hosenfeld'in bir subay olmasına rağmen, Szpilman'ın müziğinin etkileyici gücünden etkilendiğini ve onun hayatını kurtardığını vurgular.


Yorumlar

Henüz bişi yazılmamış