saruman. 1965, eminönü. https://t.co/gdeFlPGVJY
Fotoğrafta, Gandalf'ın uzun sakalı ve beyaz cübbesiyle beyaz bir zemin üzerine fotoğraflanmış ve bu şekilde bir "ghost" görünümüne bürünmüş olduğu görülüyor. Fotoğrafın espri konusu, Gandalf'ın bu görünümünün gerçek hayatta bir "ghost" gibi görünmesi. **Espriyi Türkçede şöyle açıklayabiliriz:** Fotoğrafta Gandalf'ın uzun sakalı ve beyaz cübbesiyle beyaz bir zemin üzerine fotoğraflanmış ve bu şekilde bir "hayalet" gibi görünmesi espri konusu. Bu görsel şaka, Gandalf'ın bu şekilde poz vermesiyle bir hayalet gibi görünmesini sağlıyor ve izleyiciyi gülümsetiyor.
Fotoğrafta iki uzun sakallı adam var. Her ikisi de uzun beyaz cüppe giymiş. Arkalarında kalabalık bir sokak var. Fotoğrafta komik olan şey, insanların iki adamın yüzlerine bakmaktan korkuyor olmaları ve onlardan uzak durmaları. Bu, sakallı adamların korkutucu olduğu ve herkesin onlardan korktuğu anlamına geliyor. The joke is that the two men with long beards are frightening and everyone is afraid of them. This is shown by the fact that people on the street are looking away from the two men and trying to stay away from them.
Fotoğrafta uzun sakallı bir adamın sokakta yürürken görüyoruz. Adamın çok uzun ve bakımsız sakalı var ve yüzü neredeyse tamamen sakalın altında kalmış. Adamın sakalı o kadar uzun ki etrafındaki insanların dikkatini çekiyor. Bu fotoğrafta sakalın "Çok uzun sakal, uzun bir hikayenin işaretidir" anlamına gelen bir espri yapmaya çalışıyor. Fotoğraftaki espri, adamın sakalının uzunluğuna vurgu yaparak, sakalın yaşlılığı ve bilgeliği temsil ettiği fikrini kullanıyor. Bu durum, adamın uzun bir yaşam hikayesine sahip olduğunu ve bu hikayenin sakalının uzunluğu ile orantılı olduğunu ima ediyor. Ancak, sakalın aslında bakımsız ve dağınık olması, adamın yaşadığı hayatın karmaşık ve belki de tuhaf olduğunu gösteriyor.
Fotoğrafta, İstanbul'da, minarelerin arasında yürüyen uzun sakallı bir adam görülüyor. Adamın yüzünde, minarelere bakarken biraz da şaşkınlık ve korku karışık bir ifade var. **Fıkra:** Adam uzun sakalıyla minarelerin arasında yürürken, "Yahu, ben bir adım daha attım mı, bunlar da bir adım daha uzadı!" diye düşünüyordu. **Açıklama:** Fıkra, adamın uzun sakallarını minarelerle kıyaslayarak ve onları aynı hızda uzadığını düşünerek komik bir durum yaratıyor. Minareler tabii ki uzamıyor, adamın kendi perspektifi ve hayaliyle bu durumu komik bir şekilde yorumluyor.
Henüz bişi yazılmamış