Bugün Türkan Saylan'ın ölüm yıl dönümü. Doktor, akademisyen, yazar, eğitimci ve aktivist olarak hayatı boyunca toplumumuza birçok katkıda bulunmuştur. Saylan’ın sevdiğimiz birkaç sözünü sizlerle paylaşmak istedik. Minnetle kendisini anıyoruz. 🌹 Today is the death anniversary of Türkan Saylan. As a doctor, academic, writer, educator and activist, she made great contributions to our society. We shared some of her words with you and we remember her fondly. 🌹 #türkansaylan #turkansaylan #çydd #çağdaşyaşamıdesteklemederneği
Resimde mor bir arka plan üzerinde beyaz yazı ve bir çay bardağı logosu var. Yazıda "Eğer bir yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur, ışıldayacaksın!" diye bir söz yazılı. Söz, Türkan Saylan'a aittir. Bu sözde Türk dilinde "çocuk" kelimesinin hem insan anlamına gelmesi hem de "ışık" kelimeleriyle kurulan anlam oyunuyla, ışığın çocuklar tarafından beklendiği ve bu nedenle de sönmemesi gerektiği mesajı veriliyor. Bu, çocukların geleceği aydınlatması gereken ışığa benzetilerek, aydınlığın önemini vurgulamak için kullanılmış bir metafordur.
Resimde ünlü şair ve yazar Tükan Saylan'ın "İçimizdeki bu olumsuz duyguları yenebilir, çocuklarımızı birazcık savaş karşıtı ve eşitliğe inanmış olarak yetiştirebilir miyiz acaba? Yoksa bu acımasız rekabet dünyasında, ayakta kalabilmeleri için acımasız olmalarını mı öğütleyeceğiz hala? Oysa, dünyada herkese yer var, paylaşmasını bilebilirsek ve yetinebilirsek barış içinde yaşayabiliriz!'' sözleri yer almaktadır. Bu sözlerde, çocuklara savaş ve rekabet yerine eşitlik ve paylaşımı öğretmenin önemi vurgulanmaktadır. Şaka, rekabetin ve savaşın acımasızlığını ele alarak, paylaşmanın ve barışın önemini vurgulamaktadır.
Resimde mor bir zemin üzerinde beyaz yazı ile bir alıntı bulunmaktadır. Alıntı şudur: "Eğer orada bilim, demokrasi, barış veya aydınlanma için aç bir çocuk varsa, senin ışığını bekleyen, sönme hakkın yok, parlamalısın!" Bu alıntı, insanlara aydınlık ve umut saçmaları için teşvik edici bir mesaj veriyor. Bu mesaj, dünyanın içinde bulunduğu zor zamanlarda özellikle önemlidir ve insanların umutsuzluğa kapılmamaları gerektiğini hatırlatır. Söz konusu kişilerin kendi içlerindeki ışığı yakmaları ve çevrelerine yaymaları gerektiği vurgulanmaktadır. Ancak, bu alıntı, "aç bir çocuk" ifadesi ile dikkat çekici bir ironi içeriyor. Çünkü gerçek hayatta, bu "aç çocuklar" için "ışık" olan insanların sayısı oldukça azdır. Bu durum, alaycı bir tavırla, aslında çoğu zaman, kendi çıkarlarını ön planda tutan insanların, "aç çocuklara" değil, kendi "aydınlanmaları" için çabaladıklarını ima ediyor. Bu nedenle alıntı, "aç bir çocuk" ifadesini kullanarak, bir yandan insanların umut ışığı olmaya çağrılırken, diğer yandan da bu çağrıya ne kadar az cevap verildiğine dair bir eleştiri sunuyor.
Resimde, Türk yazar ve aktivist Türkan Saylan'ın bir alıntısı var. Alıntı, "Negatif duygularımızı aşabilir, çocuklarımızı savaş karşıtı ve eşitliğe inanan bir şekilde yetiştirebilir miyiz? Eğer yapamazsak, onları bu acımasız ve rekabetçi dünyada hayatta kalabilmeleri için acımasız olmaları için mi öğütlüyoruz? Herkesin barış içinde yaşayabileceği, paylaşmayı öğrenirsek yeterli alanımız var." diye yazıyor. Bu alıntıda, "acimasız ve rekabetçi dünya" açık bir şekilde kapitalist sistemi ve bu sistemin getirdiği rekabeti ima ediyor. Türkan Saylan, "paylaşmayı öğrenirsek yeterli alanımız var" diyerek, paylaşım ve birlikteliğin toplumsal barış ve eşitlik için daha önemli olduğunu vurguluyor. Bu alıntı, kapitalist sistemin yaratığı bir dünya görüşüne karşı bir eleştiridir. Türkan Saylan, paylaşımı ve eşitliği teşvik ederek, daha adil ve barışçıl bir dünya için umut vermeye çalışıyor.
Henüz bişi yazılmamış