İlginç bir hikaye. Düşüncelerinizi oldukça merak ediyorum yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar 👋🏻 Daha fazla hikaye,bilgi ve haber için bizi takip edip beğenmeyi unutmayın; @sizbilindiye #bilgi #pratikbilgiler #faydalıbilgiler #gerçek #ilginçbilgiler #ilginçvideolar #ilginç #sıradışıbilgiler #keşfet #bilim #haber
Fotoğrafta Nepal'li bir kadının portresi var. Gözleri ve kaşları kalın bir şekilde çekilmiş, alnında kırmızı bir nokta ve kafasında çiçekler var. Şaka, Nepal'in dünyanın en yüksek dağı olan Everest'e sahip olmasına rağmen, bu konuda oldukça ilginç bir geleneğe sahip olmasıdır. "Kumari" olarak bilinen kız çocukları, tanrıça Taleju'nun bedenlenmiş hali olarak kabul edilirler. Bunun da, Nepal'in sıradan bir ülke olmadığını ve birçok sıra dışı geleneğe sahip olduğunu gösterdiği belirtilmiştir.
Fotoğrafta, Nepal'in dağlık bir bölgesinde bulunan bir köyün gece görünümü yer alıyor. Köy, dağların yamaçlarına kurulmuş ve evlerin ışıkları gece karanlığında parlıyor. Fotoğrafın altındaki metin, Nepal'in konumu, nüfusu ve dini yapısı hakkında bilgiler veriyor. Fıkra, Nepal'in dağlara kurulmuş bir köyünün gece görünümünü göstererek ve köyün "dünyanın en yüksek sıra dağları Himalayalar'ın bir bölümüne ev sahipliği yapan" bir yer olduğu bilgisiyle insanları güldürmeyi amaçlıyor. Yani, fıkranın amacı, Nepal'in dağlı ve yüksek rakımlı bir ülke olduğunu ima ederek, köyün "en yüksek sıra dağları"na "ev sahipliği yapması" durumunu abartmak.
Fotoğrafta, yüzüne kırmızı boya ile geleneksel bir Hindu tanrıçası olan Kumari'nin sembollerini çizilmiş küçük bir kız çocuğu görülüyor. Kız çocuğunun bakışları ve ifadesi, fotoğrafın mizahını ortaya koyuyor. "Kumari"nin anlamı bakire kız olduğu için, bu gelenekte bir kız çocuğu 2-5 yaş arasından seçiliyor ve tanrıçanın yeryüzündeki bedeni olarak kabul ediliyor. Fotoğrafın mizahı, kız çocuğunun yüzüne çizilen sembollerin ve bakışlarının bir yetişkin gibi ciddi bir tavır takınmasıyla birleşmesinden kaynaklanıyor.
Fotoğrafta kırmızı bir kıyafet giyen ve geleneksel bir kafa bandı takan küçük bir kız oturmuş. Kız, Kumari olarak seçilmek üzere yarışan kız çocuklarından biri. Bu gelenekte, Tanrıça seçilmesi için kız çocuklarına belirli özelliklerin sağlaması gerekiyor. Fotoğraftaki espri ise kız çocuğunun gözünün üstündeki üçüncü gözü gösteriyor ve Kumari seçilmek için gereken şartlar arasında 3 gözlü olmanın da bulunması gerektiği gibi bir yorum yapıyor. Bu yorum, geleneksel uygulamalara gönderme yaparak eğlenceli bir şekilde sorguluyor.
Fotoğrafta küçük bir kızın taht üzerinde taşındığı görülüyor. Kızın elleri çaprazlanmış, gözleri yere bakıyor ve ayakları yere değmiyor. Yanında ise onu taşıyan ve onunla ilgilenen kişiler bulunuyor. Bu fotoğraf, Nepal'de Kumari olarak bilinen canlı tanrıça geleneğine ait. Resimdeki espri ise küçük kızın, yere basmasının yasak olması, çünkü o "tanrıça" olduğu için onun yere basması uygun görülmüyor. Bu, küçük kızın yaşamının her alanını etkileyen ve özgürlüğünü kısıtlayan bir gelenek olarak ele alınabilir. Yazar, "Tanrıça sonuçta değil mi?" diyerek bu geleneği sorgulamayı amaçlıyor. Bu soru, küçük kızın "tanrıça" olarak kabul edilip, hayatının her alanını bu role göre şekillendirilmesine tepki olarak yorumlanabilir.
Fotoğrafta, Nepal'in eski kraliyet ailesinden bir kız çocuğu görüyoruz. Çocuk, sarayda Tanrıça olarak kabul ediliyor, fakat normal bir hayat yaşamaya başlamak istiyor. Bu durum, Nepal'deki din ve geleneklerin karmaşıklığını ve günümüz dünyasıyla çelişkisini gösteriyor. Fıkra, Nepal'de kız çocuklarının Tanrıça ilan edilmesinin geleneksel bir uygulamasına değiniyor. Fıkra, bu kızın Tanrıça statüsünden kurtulmaya çalışmasıyla, toplumun bu geleneği nasıl sorgulamaya başladığını gösteriyor.
Henüz bişi yazılmamış