Üzücü bir hikayeyle sizlerleyim dostlar 😕İyi okumalar 👋🏻 Daha fazla hikaye,bilgi ve haber için bizi takip edip beğenmeyi unutmayın; @sizbilindiye #bilgi #pratikbilgiler #faydalıbilgiler #gerçek #ilginçbilgiler #ilginçvideolar #ilginç #sıradışıbilgiler #keşfet #bilim #haber
Fotoğrafta genç bir kızın gülümseyen yüzü görünüyor. Altında ise, "Teş başında yaşadığı evde can verip cesedi ancak üç yıl sonra tesadüf eseri bulunan Joyce Vincent'in acı dolu öyküsünü sizler için derlemeye çalıştım. Detaylar için yana kaydırın." yazıyor. Bu bir mizah paylaşımı değil, sosyal medyada sıklıkla kullanılan, okuyucunun daha fazla bilgi için içeriği kaydırmasını teşvik eden bir cümle. Dolayısıyla "şaka" diye bir şeyden bahsetmek mümkün değil.
Fotoğrafta iki kadın, muhtemelen kardeşler, yan yana oturmuş. Her ikisi de güzel ve gülümsüyor. Alttaki yazıda, "Hayatta çok kötülük görmüş, çok acı olaylar yaşamış olabilirsiniz. Hatta talihsizliğinize lanet okuyor olmanız da mümkün. Ama Joy Vincent'ın hikayesini öğrendikten sonra kendinizi şanslı biri olarak görebilirsiniz." yazıyor. Bu, Joy Vincent'ın hikayesinin, "gerçekten de insanın şanslı biri olduğunu hissettirmesi" için bir gönderme. Yani mizah, Joy Vincent'ın yaşadıklarının ne kadar kötü olduğunu, ve bu kötü durumun bile şanslı olarak görülebilecek kadar kötü olduğunu vurgulamak için kullanılıyor.
Fotoğrafta, pembe bir tişört giyen genç bir kadın ve beyaz bir köpek bir teknenin içinde oturmuş görünüyor. Kadının yüz ifadesi üzgün ve düşünceli. Altta ise, "Joyce Vincent'in 38 yıllık ömrü oldukça kötü bir şekilde sonlandı. Üstüne üstlük ailesinin ve arkadaşlarının onun yokluğunu fark etmesi iki seneden fazla sürdü. Aileniz, akrabalarınız ve sözde iyi arkadaşlarınız olmasına rağmen öldüğünüzü neredeyse 3 yıl boyunca kimsenin anlamaması ne büyük talihsizlik değil mi?" yazan bir yazı bulunuyor. Şaka, Joyce Vincent'ın ölümünün uzun süre fark edilmemesinin ve bu durumun "talihsiz" olarak nitelendirilmesinin ironik bir şekilde gülünç olması üzerine kurulu. Üzücü bir olayı, "talihsizlik" olarak nitelendirerek ciddiyetten uzaklaştırılmış ve kara mizah kullanılarak bir paradoksa dönüştürülmüş.
Resimde genç bir kadın görülüyor. Fotoğrafın altında ise 25 Ocak 2006 tarihinde Londra'da ölen Joyce Vincent'ın ölüm hikayesinin kısaca anlatıldığı bir metin bulunuyor. Joyce, öldüğünde evinde 2003 yılı takvimi bulunmuş. Bu durum, onun uzun zamandır ölü olduğunu ve kimsenin onu aramadığını gösteriyor. Şaka, Joyce'ın ölümünün ne kadar uzun süre fark edilmemiş olmasına dayanıyor. 2006 yılında 2003 yılı takvimiyle yaşamanın ne kadar sıra dışı olduğuna ve bu durumun ironikliğine vurgu yapıyor.
Fotoğrafta, bir dairede, iki kişi beyaz tulumlarla, birinin elinde poşet diğerinin elinde evraklar var. Bu kişiler, muhtemelen polis veya adli tıp ekibi, olayın yaşandığı daireyi inceliyor. Altta ise, bir insanın cesedi bulunduğuna dair bir haber yazısı görüyoruz. Bu fotoğraftaki espri, aslında fotoğrafa eklenen yazıdan kaynaklanıyor. Yazıda, birinin cesedinin yıllar sonra bulunması ve ölüm sebebinin doğala yatkın olmasına rağmen, olayın çok trajik olması üzerine vurgu yapılıyor. Ancak, resimde görünen iki kişinin olayı sanki çok sıradan bir şeymiş gibi inceliyor olması, alaycı bir şekilde insanların ölümüne bakış açısını eleştiriyor. Fotoğraftaki ironi, olayda yaşanan trajikliği alaycı bir şekilde gözler önüne sererek, insan hayatının önemsizleştirildiğini ima ediyor.
Fotoğrafta, siyahi bir kadının portresi görünüyor. Altta ise onun adının Joyce olduğu ve ev kirasının yarısını ödediği, fakat ölümünden sonra ev sahibinin diğer yarısını ona vermemesiyle ilgili bir şaka yazıyor. Şakanın espri kısmı, ev sahibinin Joyce'un ölümünden sonra kirayı talep etmesinin "komik" bir durum olması ve bu durumun okura bir "çift anlamlı" mesaj vermesidir. Bu şaka, okuyucuyu güldürme amacıyla, insan ölümlerine dair mizah kullanan "karanlık" bir mizah türüne giriyor.
Fotoğrafta, "Did you know Joyce (Carol) Vincent?" başlıklı bir kayıp ilanı ile birlikte bir kadın ve bir erkeğin fotoğrafları var. Kadın, arkasında duran erkeğe göre daha mutlu ve daha iyi bir durumda görünüyor. Kayıp ilanındaki "Joyce" bir kadın ve muhtemelen evsiz ya da ölü. Bu da "unutulmak" kavramını çağrıştırıyor. Fıkra, evsiz insanların ya da kaybolanların hayatlarının bazen "unutulmak" kadar önemsiz olduğunu ve "unutulmak" kavramının onların hayatları için ne kadar trajik bir gerçek olduğunu anlatıyor. "Joyce (Carol) Vincent"ın hayatı, belki de fotoğraftaki erkeğin hayatından bile daha önemsiz bir şekilde "unutulmuş".
Fotoğrafta, genç ve güzel bir kadın görüyoruz. Kadının solunda bulanık bir şekilde başka bir kadın var, ancak çok fazla ayrıntı göremiyoruz. Fotoğrafın alt kısmında, genç kadının hayat hikayesini anlatan bir yazı var. Yazıda, kadının hayatının zorlu geçtiği, ancak asla pes etmediği belirtiliyor. Bu yazı, sanki genç kadının hayatını özetler gibi, "Hayatı boyunca çalışıp durmuş, hiçbir kötü alışkanlık edinmemiş, yasaları çiğnememiş, insanları mağdur etmemiş aksine kendisi şiddet mağduru olmuş bir kadının yaşamı işte böyle son buldu." ifadeleriyle sona eriyor. Bu yazı, okuyucunun genç kadının hayatının zorlu olduğunu ve "şiddet mağduru" olduğunu düşündürmesi amaçlanıyor. Ancak, okuyucu resimde genç kadının solunda bulunan "bulanık" kadını fark ettiğinde, genç kadının aslında bu "bulanık" kadının fotoğrafını çektirdiğini anlayacak. Bu da, aslında genç kadının "şiddet mağduru" olmadığını, tam tersine fotoğraf çektirdiği "bulanık" kadının mağdur olduğunu ima ediyor. Bu nedenle, bu fotoğrafa ait espri, genç kadının fotoğrafını çektirmek için mağdur gibi poz vermesinden kaynaklanıyor. Okuyucu, fotoğrafı dikkatlice inceleyerek bu espiriyi fark edebiliyor.
Benim bildiğim, üzücü hikayeler sonu mutlu biten hikayelerdir. 🙄 Bu da mı mutlu bitmiyor?