None
Resimde, bir aile, "Kartal" markalı arabalarıyla seyahat ediyor. Arabanın arkasındaki kapı tahta ile kapatılmış. Arabayı kullanan kadın, çocuğuna "Uslu bir çocuk olursan ve halan da izin verirse neden oumasın evlat..." derken, çocuğu "ulan kartal'ın kenarına ahsap desenli mineflo, ga-hinca aile ne havaya girdi be.. sanki giresun alucraya de-gil de tobiyas makenzi amca-lara şükran yemeğine gidiyorlu.." diye düşünüyor. Şaka, ailenin eski ve yıpranmış arabasına rağmen, çocuğun hayal gücünün çok zengin olduğunu ve kendilerini çok lüks bir arabayla, zengin bir yere yolculuk yapıyormuş gibi hayal ettiğini gösteriyor. "Kartal" arabasının tahta kapı olması da, ailenin maddi durumunun iyi olmadığını ve eski arabaları ile seyahat etmek zorunda kaldıklarını vurguluyor.
Resimde, bir striptizci sahnede dans ediyor ve erkekler ona para atıyor. Arkaplanda ise diğer müşteriler içerlerken bir adam daha ödeme yapmak üzere para sayıyor. Şaka, striptizcinin bu kadar para kazanmasından ve diğer müşterinin de ödemek için para bulmaktan zorlanmasından geliyor. Bu, hayatın gerçekliğine ve parasızlığın zorluğuna bir gönderme.
Resimde, "Bay Cingilbort ve Ailesi" çizgi romanından bir kare yer alıyor. Bay Cingilbort, ailesiyle birlikte kamp yapıyor. Etraftaki sesleri duyan Bay Cingilbort, "Hey Baba, bu ses neydi?" diye soruyor. Fıkra, Bay Cingilbort'un sesi duyduğunda, kendi ailesi olduğunu düşünmesi ve normal bir olayın garip ve ürkütücü bir hale gelmesinden kaynaklanıyor. Bu da okuyucuyu güldüren bir durum yaratıyor.
Resimde, "Bay Cingilbört" adlı bir çizgi roman karakteri görülüyor. Cingilbört, ülke için önemli bir imzayı atmaya çalışıyor, ancak bu imzayı atmak için oldukça zor bir görev. Şaka, Cingilbört'ün imzasını attığı belgenin önemi ve o imzayı atmak için gösterdiği çaba arasındaki farktan kaynaklanıyor. Cingilbört, imzasını atarken kendisinin çok önemli biri olduğunu düşünüyor, ancak aslında imza onun için ne kadar önemli, bunu fark etmiyor. Resimdeki diğer kişilerin de Cingilbört'ün bu düşüncesine tepki verdiğini görüyoruz. Onlar Cingilbört'ün "zor yıllar" dedikleri bu dönemde ülkeye nasıl katkıda bulunabileceğini sorguluyor. Bu şaka, Cingilbört'ün kendini abartmasından ve gerçekliğin farkında olmamasından yola çıkıyor. Cingilbört, sanki imzası ulusun kaderini değiştirecek bir eylemmiş gibi davranıyor, oysa gerçekte durum hiç de öyle değil.
Resimde Derek adlı bir karakter, "Pek Yakın" başlıklı bir kitap tutuyor. Arkasında bir köpekle sohbet ediyor. Köpek, Derek'in kitabın içeriğini anlamakta zorlandığını ve onu sevmediğini ima ederek, "Bark bark" şeklinde havlıyor. Bu, "Pek Yakın" kitabının belki de çok sıkıcı veya karmaşık olması nedeniyle Derek'in kitabın keyfini çıkaramıyor ve köpeğin bu durumu fark ederek sitem etmesiyle ilgili bir espri.
Resimde dört farklı karakter bulunmaktadır. İlk karakter, sarı saçlı ve beyaz sakallı bir adamdır. O, "Hey Deborah, Rolling Stones konserine iki biletim var. Beni gelir misin?" diye sormaktadır. İkinci karakter ise, uzun kırmızı saçlı ve çiçekli bir elbise giyen bir kadındır. O, "Teklifin için teşekkür ederim Cingilbört ama ben hipilere katılmaya karar verdim, güzel bir dünya için çogo içip dibimi dövdürecem" diyerek cevap vermektedir. Üçüncü karakter ise, kahverengi saçlı ve mavi çizgili bir gömlek giyen bir adamdır. O, "Havatm ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun? Ben bi' etin suyunu sıçıp gelyorum balım, sonra konuşuruz bunları" demektedir. Son karakter ise, sarı saçlı ve kırmızı beyaz kareli bir gömlek giyen bir adamdır. O, "Fakat Deborah'ın yaşlandıkça bir cemil gibi ekstrem olmaz mı?" diye düşünmektedir. Şaka, Cingilbört'ün kendisine sunulan Rolling Stones konseri davetiyesini reddederek, bir hipi gibi yaşamaya karar verdiğini ve dünya için "çogo içip dibimi dövdüreceğini" söylemesinde yatmaktadır. Bununla birlikte, diğer karakterler de Cingilbört'ün bu kararını eleştirerek, onun yaşlandıkça "ekstrem" olacağını düşündüklerini ima etmektedirler.
Henüz bişi yazılmamış