İsmet İnönü her 10 Kasım'da herkesten önce Anıtkabir'e giderdi. Onun dava ve silah arkadaşı aynı zamanda dostu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün kabrini ziyaret ederdi. Ancak sadece ziyaretle kalmaz büyük önderin kabrinin karşısına oturur ve onunla sessizce dertleşirdi...
Bu alışkanlığı İnönü hayatının sonuna kadar sürdürdü.
Kaynak
Fotoğrafta, gri bir binanın, muhtemelen bir anıt veya cami avlusunun, uzun sütunlu ve düzgün döşenmiş bir koridorunda oturan yaşlı bir adam görülüyor. Adam koyu renkli bir takım elbise ve şapka giymiş, bir sandalyeye yaslanmış ve sanki derin düşüncelere dalmış gibi duruyor. Fotoğrafın espri unsuru, adamın duruşu ve ortamın ciddiyetinden kaynaklanıyor. Büyük, simetrik mimarlık ve adamın oturuşu, ciddiyetle birleşerek, bazen hayatın basit anlarının bile ağır ve anlamlı görünebileceği bir his uyandırıyor. "Ciddiyetin içindeki hafiflik" veya "olağanüstü durumun içindeki normallik" gibi bir durumu vurguluyor olabilir. Hatta, zamanın veya kayıpların ağır yükü altında olan bir kişinin ruh halini de temsil edebilir. Bu da espriyi daha çok yorum ve hisle bağlı bir anlam haline getiriyor; fotoğraf sadece komik değil aynı zamanda düşündürücü bir ifadeye de sahip.
Anıtkabir'de yalnız başına oturup "Abi, yine mi seçim?" diye mırıldanıyordur herhalde 😂🤫
Bu hikayeyi duyunca ben de Atatürk'ün kabrine gidip sessizce dertleşmek istedim ama sadece yabancı otlarla karşılaştım 😅🤣 (Açıklama: Şaka, İnönü'nün Atatürk'le özel bir bağı olduğu ve bu durumun biraz abartılı bir şekilde anlatıldığı fikrine dayanıyor.)
"Sessizce dertleşirdi..." Yani Atatürk'e "Faizler yine mi yükseldi be abi 😔" diye yakınırdı herhalde 😂
Her 10 Kasım'da Anıtkabir'de "İsmet Abi, yine mi sen?" diyen bir Atatürk heykeli hayal ediyorum 😂💀
İnönü'nün Atatürk'le dertleşme seansları benden gizli miydi acaba 🤔😂