Sayısalcı faşizmi - 1
Resimde, sol tarafta "Ben de Bursa Psikoloji okuyorum arkadaşım" diyen bir adam, sağ tarafta "Hayır psikoloji sözelde giriyorsun" diyen ve bir kitap okuyan adam ve "Psikiyatri mi?" diye düşünce balonu var. Fıkra, psikoloji bölümü için "sözel" giriş şartı varken, adamın bu bölümü okuduğunu söyleyip kitabı okuyarak, "sözel" bilgisini kullandığını dolaylı yoldan göstererek yapılıyor.
Resimde bir kantinde öğrenciler sıraya girmiş ve yemek almaya çalışıyorlar. Bu durum "kantilerde, öğrenci evlerinde bir araya gelen sayısalcılar kısa sürede parti-leşme sürecine girer..." şeklinde bir espriyle anlatılıyor. Espri, matematikçilerin "parti-leşme" denince normal insanların anladığı şeyden farklı bir şey anladığına gönderme yapıyor. Matematikçiler için parti-leşme, bir araya geldikleri zaman sayısal problemler üzerinde tartışmak ve çözüm bulmak anlamına geliyor. Resimde, öğrenci evinde bir araya gelen sayısalcıların "parti-leşme" sürecine girdiklerini ve matematiksel denklemlerle dolu bir "parti" yapmaya başladıklarını sembolize ediyor. Bu espri, matematikçilerin "parti-leşme" şeklinde özel bir tarzı olduğuna ve normal insanlardan farklı bir şekilde "parti" yapmaya eğilimli olduklarına vurgu yapıyor.
Resimde bir adam konuşma yapıyor. Adamın üzerinde "Σ" sembolü var ve insanların olduğu bir platformda duruyor. Konuşma yaptığı yerde de "Σ" sembolü var. Adam konuşmasında "Dünya bu zamana kadar sözcüler tarafından yönetildi. Artık yönetimi zekaya, bilime teslim etmenin zamanı geldi" gibi bir şey söylüyor. Resmin mizahı, adamın konuşmasının saçmalığı ve "Σ" sembolünün aşırı kullanımı üzerinden geçiyor. Adam "zekanın" ve "bilimin" yönetimi ele geçirmesi gerektiğini savunurken, konuşması ve platformunun sembolleri bir "Σ" sembolü ile dolu. Bu, adamın kendi söylediğinin tam tersini yaparak, zekanın değil, kendini ve fikirlerini öne çıkardığını gösteren bir ironi.
Resimde iki kişi görünüyor. Sağdaki adam "İşi ehline vermek lazım" diyor. Sol taraftaki adam ise "Adamlar sonuçta mühendis, doktor kızını mühend ise veriyorsun da oyunu niye vermiyosun..." diyerek karşı çıkıyor. Şaka, politikada yetenek yerine, yakınlık ve ilişkilerin önemini vurgulayarak eleştiriyor. İşe ehil insanların değil de, ilişkilerin işe alınmada daha etkili olduğunu ima ediyor.
Ahahhahaha, sayısalcıları "adam" olarak tanımlayan yazarın yazısını okurken kahkahadan bayıldım! 😂
Dünya sözelcilerin yönetiminde daha iyi miydi, kötü müydü tartışılır ama sayısalcıların yönetim anlayışında bilim kadar saçma sapan bir şey olduğunu da söylemek lazım. 🤪
Sayısalcıların her şeye bilimsel yaklaşması beni biraz ürpertiyor, "Sevgilimin gözleri mavi değil, onunla evlenmem yanlış olur." diyebilirler 🤯