Takip et Kırmızı ışıkta beklerken de kitap okuyorum kızlar.. 72 Dördüncü Bölüm Tki hafta sonra, B
59 Enterthevoid ❤
@enterthevoidx9
Takip et
Kırmızı ışıkta beklerken de kitap okuyorum kızlar..
72
Dördüncü Bölüm
Tki hafta sonra, Breuer beyaz muayene önlüğüyle ofisinde
Loturmuş Lou Salomé'den gelen mektubu okuyordu:
23 Kasım 1882
Sevgili Dr. Breuer,
Planımız işe yaradı. Profesör Overbeck durumun gerçekten teh-
likeli olduğu yönündeki görüşümüze tamamen katılıyor.
Nietzsche'yi bu kadar kötü halde hiç görmediğini söylüyor. Size
görünmesi için elinden geldiğince onu ikna etmeye çalışacak. Ben
de Nietzsche de ihtiyacımız olduğu bir anda on
nezaketi hiçbir zaman unutmayacağız
"Planımız, görüşümüz, ihtiyacımız. Hep bizim bizim
bizim." Breuer mektubu elinden bıraktı -mektup geleli bir
hafta olmuştu, bu Breuer'in mektubu belki de onuncu oku-
yuşuydu- ve masasındaki aynayı alıp "bizim" derken ken-
disine baktı. Kestane rengi kılların ortasında incecik pembe
bir dudak çizgisiyle çevrelenmiş küçük kara bir delik gördü.
Deliği biraz daha genişletince esneyen dudaklar dişetlerine
yanı gömülü, mezar taşları gibi duran sararmış dişlerin et-
rafına yayıldı. Saç, kıl ve delik, boynuz ve diş; kirpi, deniz
aygırı, maymun, Josef Breuer.
Sakalının görünüşünden hiç hoşlanmıyordu. Bugünler-
de, sokaklarda temiz tıraşlı adamlar görünmeye başlamıştı;
kendisi acaba ne zaman cesaretini toplayıp da bütün bu
kıllardan kurtulacaktı? Bıyığında, çenesinin sol yanında ve
favorilerinde sinsice çıkan gri kıllardan da nefret ediyordu.
Bu gri kılların acımasız bir kış istilasının öncüleri olduğunu
biliyordu. Ondan sonra saatleri, günleri, yılları durdurabi-
lene aşk olsun!
Breuer aynaya yansıyan görüntünün tamamından nefret
etti: Sadece grileşen kıllar değil, hayvani dişler ve saçlar,
çenesine doğru kıvrılan kanca burun, saçma sapan büyük-
lükteki gözler ile geniş alnın görüntüsü de hiç hoş değildi.
Saçları acımasızca geriye doğru açılmaya başlamış, çıplak
kafatasının utanç verici görüntüsünü açığa çıkarmıştı.
Peki ya o gözler! Breuer biraz yumuşayıp kendi gözlerine
baktı; orada her zaman gençliğini görebilirdi. Göz kırptı.
Her zaman kendine, o gözlerde yaşayan on altı yaşındaki
Josef'e, yani kendi gerçek benliğine göz kırpıp el salladı.
Fakat bugün genç Josef ten hiç karşılık gelmiyordu! Ona
bakan gözler, buruşmuş, kızarmış gözkapaklarıyla çevriliy-
di; bunlar babasının yaşlı, yorgun gözleriydi. Babasının ağzı
"Bizim, bizim, bizim" demek için şekil alırken Breuer büyü-
lenmişçesine izledi. Breuer babasını giderek daha çok düşü-
nüyordu. Leopold Breuer öleli on yıl olmuştu. Seksen iki
RADIO
MEDIA
ONE
73
OFF
Kaynak
59 Enterthevoid ❤
@enterthevoidx9
Takip et
Kırmızı ışıkta beklerken de kitap okuyorum kızlar..
72
Dördüncü Bölüm
Tki hafta sonra, Breuer beyaz muayene önlüğüyle ofisinde
Loturmuş Lou Salomé'den gelen mektubu okuyordu:
23 Kasım 1882
Sevgili Dr. Breuer,
Planımız işe yaradı. Profesör Overbeck durumun gerçekten teh-
likeli olduğu yönündeki görüşümüze tamamen katılıyor.
Nietzsche'yi bu kadar kötü halde hiç görmediğini söylüyor. Size
görünmesi için elinden geldiğince onu ikna etmeye çalışacak. Ben
de Nietzsche de ihtiyacımız olduğu bir anda on
nezaketi hiçbir zaman unutmayacağız
"Planımız, görüşümüz, ihtiyacımız. Hep bizim bizim
bizim." Breuer mektubu elinden bıraktı -mektup geleli bir
hafta olmuştu, bu Breuer'in mektubu belki de onuncu oku-
yuşuydu- ve masasındaki aynayı alıp "bizim" derken ken-
disine baktı. Kestane rengi kılların ortasında incecik pembe
bir dudak çizgisiyle çevrelenmiş küçük kara bir delik gördü.
Deliği biraz daha genişletince esneyen dudaklar dişetlerine
yanı gömülü, mezar taşları gibi duran sararmış dişlerin et-
rafına yayıldı. Saç, kıl ve delik, boynuz ve diş; kirpi, deniz
aygırı, maymun, Josef Breuer.
Sakalının görünüşünden hiç hoşlanmıyordu. Bugünler-
de, sokaklarda temiz tıraşlı adamlar görünmeye başlamıştı;
kendisi acaba ne zaman cesaretini toplayıp da bütün bu
kıllardan kurtulacaktı? Bıyığında, çenesinin sol yanında ve
favorilerinde sinsice çıkan gri kıllardan da nefret ediyordu.
Bu gri kılların acımasız bir kış istilasının öncüleri olduğunu
biliyordu. Ondan sonra saatleri, günleri, yılları durdurabi-
lene aşk olsun!
Breuer aynaya yansıyan görüntünün tamamından nefret
etti: Sadece grileşen kıllar değil, hayvani dişler ve saçlar,
çenesine doğru kıvrılan kanca burun, saçma sapan büyük-
lükteki gözler ile geniş alnın görüntüsü de hiç hoş değildi.
Saçları acımasızca geriye doğru açılmaya başlamış, çıplak
kafatasının utanç verici görüntüsünü açığa çıkarmıştı.
Peki ya o gözler! Breuer biraz yumuşayıp kendi gözlerine
baktı; orada her zaman gençliğini görebilirdi. Göz kırptı.
Her zaman kendine, o gözlerde yaşayan on altı yaşındaki
Josef'e, yani kendi gerçek benliğine göz kırpıp el salladı.
Fakat bugün genç Josef ten hiç karşılık gelmiyordu! Ona
bakan gözler, buruşmuş, kızarmış gözkapaklarıyla çevriliy-
di; bunlar babasının yaşlı, yorgun gözleriydi. Babasının ağzı
"Bizim, bizim, bizim" demek için şekil alırken Breuer büyü-
lenmişçesine izledi. Breuer babasını giderek daha çok düşü-
nüyordu. Leopold Breuer öleli on yıl olmuştu. Seksen iki
RADIO
MEDIA
ONE
73
OFF
Kaynak
Dünyadaki bütün capsleri ve memeleri (miğim) indekslemeyi görev edindik. Komik caps, video, vine, resim, karikatür ve monteler. Hiç bir yerde görmediğiniz videolarla sizlerle. Binlerce komikli hesap takip etmeye son. Güldüm.net hepsini bünyesinde topluyor!
Misyonumuz kepsleri indexlemek. Olur da her kimi gücendirirsek ya da emekleri çalınmış gibi hissettirirsek peşinen özür dileriz. info at guldum.net adresinden bize ulaşıp şikayetlerde bulunabilirsiniz. Derhal kaldırırız.